Ceza yargılaması süreci, hukuki yardıma en çok ihtiyaç duyulan süreçlerden birisidir. Konu ne olursa olsun, büro olarak kişinin, yargılama sürecinin hiçbir aşamasında tek başına bulunmamasını, bir avukattan hukuki destek almasını öneriyoruz. Ceza yargılamalarında yargı mercilerinin maddi gerçeği bulma yükümlüğü vardır. Ancak gerek iş yoğunlu, gerek gözden kaçma, gerek hatalı muhakeme, gerek karşı tarafın yanlış yönlendirmeleri nedeniyle kişinin, kendini ifade etmesi zorlaşabilir. İşte bu olasılıklar nedeniyle avukatlık mesleği yargının üçlü saç ayağından biridir ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için, müvekkilinin menfaatlerinin gözetilmesi ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için sürecin en başından sonuna kadar profesyonel avukat desteği almak çok önemlidir. Yargısal süreçlerde müşteki, şüpheli veya sanığın savunma hakkı ceza hukukunda uzman bir avukat tarafından temin edilmediği takdirde oluşabilecek hak kayıpları telafi edilemez bir nitelikte olabilirler. ER Hukuk Bürosu, soruşturma aşamasının başından infaz aşamasının tamamlanmasına kadar her süreçte ceza hukuku teorisi ve uygulamasını birlikte ele alarak müvekkillerine etkin, güvenilir ve şeffaflık ilkesine azami özen göstererek, bir avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaya çalışmaktadır.
Tazminat hukuku, birbirinden farklı sebeplerle ortaya çıkan tazminat uyuşmazlıklarını konu alır. Maddi ve manevi tazminat davası; trafik kazası, iş kazası, doktor uygulama hatası, boşanma, sözleşme ihlali, suç işlenmesi, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme vb. gibi birçok farklı hukuki nedenden kaynaklanabilir. Tazminat davaları; tensip aşamasından itibaren delillerin sunulması ve toplanılması, kusur oranının, zarar miktarının ve sorumluluğun tespiti açısından titizlikle takip edilmesi gereken ayrı ayrı önemli aşamalardan oluşur. Maddi tazminat davası, ölüm varsa ölenin yaşı, en son aldığı ücret, tazminat konusu olaydaki kusur oranı; yaralanma varsa ek olarak maluliyet oranı dikkate alınarak hesaplanır. Manevi tazminat davası ise kusur oranı, tarafların mali durumları, yaşı, mesleği, olayın vehameti, paranın alım gücü vb. gibi kriterler göz önünde bulundurularak hesaplanır. Tazminat davalarında en önemli noktalardan birisi kısmen kabul kısmen red ihtimalidir. Davanın en başında, kabul edilecek miktara ilişkin disiplinli bir çalışma yapılıp, müvekkilin kısmen red ihtimalinde maruz kalacağı karşı vekalet ücreti ve yargılama giderlerini minimumda tutmaya yönelik hukuki çalışmalar yapılmalı ve bu husustaki olumsuz olasılıklarla ilgili müvekkil sağlıklı şekilde bilgilendirilmelidir.
Tapu iptal ve tescil davaları; önalım, ortaklığın giderilmesi, taşınmaz vaadi sözleşmelerinin feshi vb. gibi taşınmaza ilişkin davalar mülkiyet hakkını etkileyen davalardır. Dava konusu taşınmazın ekonomik değeri üzerinden nisbi harç ve nisbi vekalet ücreti hükmedilen davalar olduğu için bu davaların sonunda karşılaşılabilecek olumsuz olasılıkta yaşanacak ekonomik zarar çok iyi muhakeme edilmelidir. Dava hazırlık süreci iyi yürütülmediği takdirde, gayrimenkul davaları, davacı ve davalının oldukça uzun bir yargılama süreciyle baş başa kalmasına neden olmaktadır. Bu tarz davalarda mahkemenin maddi gerçeği bulma yükümlülüğü olmayıp, tarafların delilleri getirmesi ilkesi esas alınmaktadır. Bu nedenle de alanında uzman, tecrübeli bir hukukçudan destek almak çok önemlidir.
Aile hukuku üzerine avukatlık hizmeti vermek sadece hukuk bilgisini değil aynı zamanda psikoloji ve sosyoloji bilgisini de gerektirmektedir. Toplumun en küçük birimi olan ailede sorunlar olması topluma da yansıyacağından sağlıklı bir ev hayatı yaşantısının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle aile hukukuna ilişkin konularda profesyonel bir hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak çok önemlidir. Boşanma durumunda insanın eşinden ayrılmasının yanı sıra ekonomik varlıklarından, düzeninden de ayrılması söz konusudur. Çekişmeli boşanma davalarında, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi tarafların kusur durumuna bağlıdır. Bu nedenle delilleri tarafların getirme ilkesi olan boşanma davalarında taraf haklılığını, kimin kusurlu taraf olduğunu kendisi ispatlamak zorunda olduğundan avukat desteği alması çok önemlidir. Müşterek çocukların velayeti konusu kamu düzenine ilişkin bir konu olup, çocuğun üstün yararı gözetilerek hangi velinin velayetinde bırakılacağına karar verilir. Bu aşamada da çocuğun hangi veli tarafından daha sağlıkla yetiştirilebileceğinin mahkemeye ifade edilebilmesi için avukat desteği çok önemlidir. Boşanma süreci ve sonrasındaki aşamalar hem psikolojik hem de ekonomik açıdan çok zor aşamalar olduğu bilinci ile; gerek tazminatlar, gerek nafaka, gerek altın alacağı gerek çocukların velayeti, gerek edinilmiş malların paylaşımı konularındaki sürecin tamamında müvekkillerimize hizmet vermeye gayret ediyoruz.
Kişinin ölümünden sonra, sağlığında mirasçılarının haklarını etkileyecek şekilde yaptığı tasarruflara ilişkin açılan davalar miras hukukundan kaynaklanan davalardır. Kişinin mirasının miras payları oranında yasal mirasçılarına kalması gerekir. Ancak bazen kişiler muvazaalı yöntemlere başvurarak yasal mirasçılarından mal kaçırma yollarına giderler. Muris muvazaası olarak adlandırılan bu durumda kişinin, yasal koşulları oluştuysa bu tasarrufun tamamını iptal ettirme ya da saklı payı oranında iptal ettirme hakkı vardır. Bu davalar da gayrimenkul hukuku başlığı altında anlattığımız gibi nisbi harç ve nisbi vekalet ücretine tabi davalar olduğundan, kişilere büyük ekonomik yükler yükleyen davalardır. Bu nedenle sürecin en başından itibaren profesyonel avukat desteği ile yol almayı öneriyoruz.
Ticaretle uğraşan kişilerin basiretli tacir olma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük kapsamında, bir ticaret erbabının, kanunu bilmeme savunması makul bir savunma kabul edilmeyeceğinden bütün ticari faaliyetlerin hukuki danışmanlık alarak yapılması çok önemlidir. Hukuk büromuz ticari alacaktan kaynaklanan başta menfi tespit, itirazın iptali, tazminat, anonim şirket genel kurul kararının iptali davaları olmak üzere her türlü ticari uyuşmazlıkta üstün özveri ile avukatlık ve yasal danışmanlık hizmeti sunmaya çalışmaktadır.
Şehirleşme hizmeti belediyeler tarafından sunulan, kişinin refah içinde sağlıkla yaşamasını sağlayan bir hizmet olup, imar konularında kişinin mülkiyet hakkının ihlali sonucuna giden idari kararlar veya imara aykırılıktan kaynaklanan yıkım ve idari para cezası yaptırımlarının uygulanması gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu kapsamda imar planı veya imar uygulaması yapılmadan önce kişinin sahip olduğu mülkiyetinin varlığını ve değerini korumaya devam edebilmesi için imar planı, imar plan değişiklikleri, imar uygulaması/parselasyon, gecekonduların ıslahına yönelik uygulamalar, tapu tahsis belgesi verilmesi veya bu belgenin tapuya dönüştürülmesi, kentsel dönüşüm uygulamaları yahut bu işlemler nedeniyle uygulanan idari yaptırım ya da yıkım kararlarının iptal davasına konu edilmeleri söz konusu olabilmektedir. Dağınık ve teknik mevzuat hükümleri nedeniyle bu tür davalar gerek akademik gerekse hukuksal açıdan ayrıca profosyonel destek gereği doğurabilmektedir. Keza, Belediyelerin görev ve sorumluluğunda bulunan işyeri açma ve çalıştırma ruhsatlarından, gayri sıhhi müessese işlemlerinden, zabıta faaliyetinden doğan uyuşmazlıklar ve çevre mezuatının uygulanmasından kaynaklanan çekişmeler de (çevre idari para cezası, gürültü kirliliğini/su kirliliğini kontrol mevzutına dayanan idari para cezaları, kapatma/geçici süreliğine faaliyetten men işlemleri, taş oçağı ve maden hukuku işlemleri) aynı kapsamda değerlendirilebilecek davalar arasında yer almaktadır.
Mahkemelerin ağır iş yükünü hafifletmek, kişinin ulaşmak istediği hukuki sonuca daha az masraf ile, daha kısa sürede, daha az yıpranarak ulaşabilmesini sağlamak için getirilen arabuluculuk kurumu, bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. Kişilerin üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilecekleri, konusu para alacağı olan uyuşmazlıklarda mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk yoluna başvurabilirler. İki tarafın , özgür, eşit, ortak kararı ile uyuşmazlık arabuluculukta anlaşma ile sonuçlanabilir. Arabulucu huzurunda yapılan anlaşma mahkeme kararı hükmünde olur. Daha sonra kişi bu konuda mahkemeye gidemez.
Hukuki danışmanlık, hukuki sorunların çözümünde önemli bir işlev görmektedir. Avukatlar, gerçek ve tüzel kişilere ait tüm ihtilaf, dava ve işlemlerle ilgili hukuki danışmanlık hizmeti verme yetkisini haizdir. Kişinin elde etmeyi istediği hukuki sonucu bilen avukatı bütün mevzuatı, içtihatları, olumlu ve olumsuz olasılıkları birlikte muhakeme edip, müvekkilini en az stres, en az zaman kaybı, en az masrafla, en büyük faydayı sağlayacağı, en adil yöne yönlendirerek hukuki danışmanlık yapmalıdır. Hukuki danışmanlık hizmeti bizce bir davada avukatlık görevi almaktan daha fazla sorumluluk gerektiren bir hizmettir. Çünkü doğru yönlendirilen müvekkil dava yoluna gitmeden, mahkemelerde uğraşmadan istediği en makul hukuki sonuca sorun yaşamadan ulaşmış olur.